Avrupa bu yaz neden turizm karşıtı protestoların merkezi haline geldi?

T24 Dış Haberler

Bu yaz, Avrupa turizm karşıtı gösterilerle gündeme geldi. Hollanda, Yunanistan ve İspanya’da turizm karşıtı eylemler düzenlendi. 

Temmuz ayı başında, İspanya’nın Barselona kentindeki popüler turistik bölgelerde yürüyüşe geçen protestocular, turistlere su tabancaları ile su sıkarak “Turistler evine dönsün” sloganları attı. Son olarak İspanya’nın Mallorca adasında binlerce kişi protesto gösterisi düzenledi ve eylemi organize edenler adanın turizm modelinin “işçileri yoksullaştırdığını ve sadece birkaç kişiyi zenginleştirdiğini” ifade etti. 

Aşırı turizm tepkisi

Protestoların merkezinde, turizm kentlerinde yaşayan sakinler için ev sahibi olmayı neredeyse imkansız hale getirecek şekilde artan kiralar ve ev fiyatları sorunu yatıyor.

CNN’in haberine göre; İspanya’nın kuzeydoğusundaki Barselona’da öğretmenlik yapan Carlos Ramirez, yıllardır ilk evi için para biriktirdiğini ve “makul” bir devlet maaşı aldığını söyleyerek kentten uzaklaşmak zorunda kalmasının kendisini tedirgin ettiğini anlattı. Ramirez, “Tanıdığım herkes burada yaşıyor. Ama şu anda Barselona’da yaşamayı karşılayabilmenin tek yolu iki, üç, dört kişiyle paylaşmak” diyor. 

Ramirez, şehir nüfusları sezonda popüler yaz rotaları olarak ikiye katlanan Güney Avrupa’daki diğer sakinler gibi artan maliyetler için tek bir şeyi suçluyor o da kitle turizmi.

Ramirez, “Yerel halkın, özellikle de gençlerin kendi yerlerine sahip olmaları giderek zorlaşıyor. Yıllar geçtikçe daha fazla turist gelmeye başladı” ifadelerini kullandı. 

Protestoya 2 bin 800 kişi katıldı

Barselona Belediye Başkanı Jaume Collboni’ye göre, Barselona’da kiralar son on yılda yüzde 68 oranında arttı. Buna benzer bir artış diğer Avrupa şehirlerinde de yaşanıyor. Pek çok sakin artık bu durumdan bıkmış durumda, kimi zaman aşırı turizmin neden olduğu pahalılığa karşı “aşırı” önlemler de alınıyor. Örneğin İspanyol Kanarya Adaları’ndaki aşırı turizme karşı gösteri yapan yerel halk, nisan ayında açlık grevi çağrısında bulunmuştu. Turizm karşıtı protestocular, 6 Temmuz’da Barselona şehir merkezinde ziyaretçilere su tabancalarıyla ateş açmaya başladığında da bu olay uluslararası alanda büyük ilgi gördü. Barselona Belediye Meclisi’ne göre protestoya yaklaşık 2 bin 800 kişi katıldı. 

Eylemler, şehri ziyaretleri etkiliyor

“Pek çok insan, pek çok şirket, düşmanlık ve tüm bunlar nedeniyle turistleri İspanya’yı ziyaret etmeleri konusunda uyarıyor. Açıkçası bence işe yaradı” diyen Ramirez, protestoların turistleri şehri ziyaret etmekten caydırma etkisine işaret etti. 

Queensland Üniversitesi’nden sürdürülebilir turizm uzmanı Antje Martins de bu tür protestoların itibar üzerindeki etkisinin turistlerin nereye seyahat etmeye karar vereceklerini etkileyebileceğini söylüyor. Martins, “Barselona artık korktukları için ziyaret etmek istemeyen diğer turistler için gerçekten kötü bir üne sahip” dedi.

Ancak Avrupa’nın bir seyahat rotası olarak tanıtımından sorumlu kar amacı gütmeyen bir kuruluş olan Avrupa Seyahat Komisyonu’nun CEO’su Eduardo Santander, Barselona’daki protestolar gibi olayların “münferit” olduğunu ve “İspanya ya da Avrupa’nın tüm gerçekliğini yansıtmadığını” öne sürüyor.

Ramirez de “Onlarla empati kurabiliyorum, doğrudan turistleri suçlamıyoruz. Politikaları değiştirmesi için hükümetimize baskı yapmak istiyoruz” diyor. 

Bazı Avrupa şehirlerinde cesur adımlar atılıyor

Bazı Avrupa şehirlerinde yerel yetkililer turizm seviyelerini kontrol altına almak amacıyla cesur adımlar atıyor. 

Venedik’teki yetkililer kısa bir süre önce turist sayısını düzenlemek için tasarlanan geçici giriş ücretini başarıyla uyguladıklarını duyurdu. Venedik Belediye Başkanı Luigi Brugnaro‘ya göre, 25 Nisan’da başlayan ve 14 Temmuz’da sona eren 5 euroluk yeni turist ücreti, beklenenden çok daha fazla, 2,4 milyon euro gelir getirdi. Bazı bölge sakinleri de CNN ekibine, hâlâ yoğun olmakla birlikte, plan sırasında kalabalığın daha az göründüğünü söyledi.

Ancak enedik merkezli Konut Dayanışma Ağı grubundan Susanna Polloni, CNN’e yaptığı açıklamada verginin “sadece yararsız değil, aynı zamanda zararlı” olduğunu, çünkü uluslararası hayal gücüne, girmek için bilet almanız gereken bir “Venikeland” fikrini getirdiğini söyledi.

Bazılarından gelen tepkilere rağmen, Avrupa genelinde daha fazla şehir aynı yolu izliyor ve hatta bazıları turist ücretlerinde artışa gitmeyi planlıyor.

Barselona Belediye Başkanı Jaume Collboni geçtiğimiz günlerde bazı kruvaziyer yolcuları için kentin turist vergisini yükseltmek istediğini açıkladı. Kentin basın ofisi de CNN’e yaptığı açıklamada, kenti 12 saatten az bir süre için ziyaret eden turistlerin genellikle Sagrada Familia katedrali, Gotik Mahalle’deki Las Ramblas yaya yolu ve Gaudi’nin yamaçtaki Park Guëll’i gibi ana cazibe merkezlerinde ekstra kalabalığa neden olduğunu söyledi.

Mevcut turist vergisi Barselona’nın üçüncü en büyük finansman kaynağı. Geçen yıl şehre girmek için 6.25 euro ödeyen kruvaziyer yolcularından; otellerde ve diğer turistik konaklama yerlerinde kalan diğer ziyaretçilerden yaklaşık 100 milyon euro topladı.

Basın ofisinden yapılan açıklamada Collboni’nin kısa dönemli kiralamalar için onaylanmış yaklaşık 10 bin dairenin ruhsatını da iptal etmek istediği belirtildi.

Tek sorun konut değil 

Ramirez, turistlere karşı tepki yaratanın sadece konut sorunu olmadığını, bazılarının saygısız davranışlarının da bunda rol oynadığını söyledi.

Geçtiğimiz günlerde İtalya’nın Floransa kentinde genç bir kadın şarap ve şehvet tanrısı Bacchus’un heykelini öperken, onunla sevişirken ve ona sürtünürken filme alınmış; belediye başkanlığı da bunu “seksi taklit eden” bir hareket olarak nitelendirmişti. 2023 yılında ise bir turist, şehrin Piazza della Signoria’da bulunan 16. yüzyıldan kalma Neptün Çeşmesi’ndeki bir heykele zarar vermekle suçlanmıştı. Aynı yıl İtalya’nın başka bir bölgesinde bir grup turist bir villadaki değerli bir heykeli devirmekle suçlanmıştı. 

Ramirez, kötü turist davranışlarının Barselona, Mallorca, Magaluf ve Benidorm dahil olmak üzere Avrupa’nın diğer bölgelerinde de sorun olduğunu söyledi.

Ramirez, CNN’e verdiği demeçte “Kendi ülkelerinde yapamadıklarını burada yapıyorlar gibi görünüyor. Kendimizi çok aşağılanmış hissediyoruz” diyor. 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir