Adalar’da “dev minübüs” krizi nasıl çıktı, belediye hangi gerekçelerle eleştiriliyor, Adalılar ne diyor?

Tartışmalı geçen bir sürecin ardından 2020’de faytonların kaldırılıp yerine konulan “adabüs”lerin konulduğu Adalar’da yeni bir kriz doğdu. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin tescili olmadığını belirttiği “adabüs”lerin yerine daha büyük hacimli minibüsler getirmesi bölge halkını ayaklandırdı. Yapılan eylemlere polis müdahalesi ile gözaltıların yapılması Ada’da nabzı tırmandırdı. Adalar belediyesine ve İBB’ye de çok sayıda tepki var.

Peki Adalar’daki bu “dev minübüs” krizi nasıl çıktı, belediye hangi gerekçelerle eleştiriliyor, Adalılar ne diyor?

Kendisini “kent meraklısı” olarak tanımlayan Rabia Irmak Tanış adlı bir Ada sakini sosyal medya hesabı üzerinden tüm süreci şöyle özetledi:

“Birkaç gündür Adalar’daki minibüs olaylarına karşın sosyal medyadan gözlemlediğime göre meselenin ne olduğu tam bilinmiyor. Ortalıkta çokça yanlış bilgiler geziyor. Ben de kendi gözlemlerimi, fikirlerimi yazıp, bu bulanıklığı yapabildiğim kadar gidermek isterim. Aslında mesele 2020 Şubat ayında faytonların kaldırılması ile başladı. Açıkçası kendim, faytonlara karşıydım. Faytonların kaldırılması doğrudur, yanlıştır o konuda farklı görüşler var, ona girmeyeceğim. Sadece şunu diyebilirim ki bu süreç de katılımcı ilerlemedi ve tepeden indi.

Araçlara dönecek olursak faytonların ardından 2020 Temmuz sonunda gene bir bayramda Adabüs ve Adaminler adaya getirildi. Fotoğraflarda göreceğiniz bu araçlardan Adabüs 13 kişilik toplu taşıma için kullanırken, Adaminiler 3 kişilik taksi olarak günümüzde de zaten kullanılıyorlar.

Hatta Adaminilere sonradan zaman içinde gene 3 kişilik olan yeni iki tip araç daha eklendi ve onlar da hâlâ kullanılıyorlar.

Gelelim bu minibüs olayı nasıl patladı, dünden bugüne olaylar nasıl gelişti Ekim 2022’de bu yeni minibüslerden bir tane adada görüldü ve insanlar bu duruma oldukça tepki gösterdi. Bunun üzeri ne Belediyesi aşağıdaki açıklamayı yayınladı;

“İstanbul Büyükşehir Belediyesi İETT Müdürlüğü tarafından getirilen görseldeki elektrikli minibüs performans ölçümü için test amaçlı getirilmiş olup Ada içi ulaşım sisteminde kullanılması söz konusu değildir.”

Belediye Başkanı’nın seçimden sonraki röportajında “araç” açıklaması

Yaklaşık bir yıl kadar bu konuda bir gelişme olmadı, en azından bizim duyduğumuz, bildiğimiz kadarıyla olmadı. Son 6 aydır da bu minibüslerin adalara getirileceğine dair söylentiler gitgide artmıştı. Hatta şu an görevde bulunan Belediye Başkanı Ali Ercan Akpolat seçimden hemen sonra verdiği röportajında da bu araçlara karşı olduğunu aşağıdaki ifadeler ile belirtmişti.

“4 yıldır kullanılan Adaminilerin tescilleri varken Adabüslerin yokmuş”

Biz de ilk defa bu süreçler ile öğrendik ki 4 yıldır kullanılan Adaminilerin tescilleri varken Adabüslerin yokmuş. Bu araçların kullanım izinleri de nisan sonu bitecekmiş. Bu süreçte adalılar bu minibüsler gelmesin diye kamuoyu oluşturmaya çalıştılar.

Online ve ıslak imzalı imza kampanyaları oluşturuldu. Islak imzalı 3000-4000 imza toplandı. Bu İstanbul ölçeğinde çok ufak bir imza sayısı gibi gelebilir ama ada ölçeğinde çok önemli bir rakam çünkü mesela son seçimdeki adalardaki seçmen sayısı 13.682.

Derken 23 Mayıs gecesi bir anda bu minibüsler adaya sokuldular ve kullanım için sefere çıktılar ama Adalılar eylem yapıp minibüsün önünü kestiler. Bunun üzerine minibüsler seferden çekildi ve Adalar Belediye’sinden şöyle bir duyuru yapıldı: 


27 Mayıs Pazartesi yapılan toplantıda katılım oldukça büyüktü. Toplantının tamamını da buradan izleyebilirsiniz.

Toplantıda İETT müdürü İrfan Demet özetle diyor ki; ‘Mevcut kullanılan adabüslerde tescil olmadığı için ihaleler açtık, kimse katılmadı, kimse 50-60 araç üretmek için bu işe girişmedi. Sonra bakanlık aracılığı ile Aselsan ile görüştük. Aselsan başta bize nostaljik tramvaylara benzeyen, ufak adaya uygun bir araç tasarladı. Biz de gerçekten beğendik bu aracı. Ama bu araca yönelik yapılan ihalenin olduğu gün, ihaleye 33 dakika kala Aselsan çekildi ihaleden. Sonra başka firmalara baktık gene olmadı ilgilenen. Gene Aselsan ile iletişime geçtik. Bize başka, bu itiraz ettiğinizden daha büyük, daha hacimli bir araç gösterdiler, istemedik. 3. kez bir ihale oldu, onda da bu araçları verebiliriz sadece dediler. Biz de araç bulamadığımız için mecburen evet dedik’ diyorlar. Hatta, ‘Haklısınız hata ettik ama bundan sonra beraber yürütelim bu süreci’ diyorlar. Genel olarak toplantıdan çıkan sonuç da halihazırda kullanılan, adalıların da itiraz etmediği adabüslerin kullanım izinlerini uzatmaya çalışacakları idi.

“Toplantıda konuşulanların tam tersi yapıldı”

Bugün gelinen noktada bu kadar tepki verilmesinin nedeni ise daha 27 Mayıs’ta böyle bir “katılımcı demoktratik” toplantı düzenleyip, burada konuşulanların tam tersi 15 Haziran’da bir anda kimseyi dinlemeden araçların kullanıma sokulması.

“İBB, Kaymakamlığa polis için başvuruda bulunmuş”

Meselâ Mayısın 12’si gibi açılan belediye WhatsApp grubu vardı. Başkan yardımcısının açtığı grupta 14’ünde bir duyum aldık, 15’inden itibaren bu minibüsler kullanılacakmış, doğru mu diye yazılıyor, cevap gelmiyor, 20 küsür gündür aktif olarak kullanılan grup o gece kapatılıyor. Ertesi sabah bir uyanıyoruz ki minibüsler gerçekten kullanıma sokulmuş. İnsanlar haklı olarak, e bizle niye o toplantıyı yaptınız, niye o zaman böyle dediniz diyorlar. Daha önce olduğu gibi minibüsleri durdurmak için eylem yapıyorlar. İşte bu noktada İBB ve İETT kendi yaptığı açıklamadan da anlıyoruz ki zaten İBB Kaymakamlığa polis için başvuruda bulunmuş. Eylem yapan 9 kişi gözaltına alınıyor ve akşamında İETT ve İBB o malum açıklamayı yapıyor:

“Bir bakıyoruz ki mezarlık ziyareti için her zaman koyulan belediye aracı yerine bu yeni minibüsler konulmuş”

Dün bir bakıyoruz ki mezarlık ziyareti için her zaman koyulan belediye aracı yerine bu yeni minibüsler konulmuş. Yanlış anlaşılmalara sebebiyet vermemek için dün mesela diğer araçların gitmesi engellenirken mezarlık için kullanılan araç engellenmedi. Hop bugün bir bakıyoruz ki garajdan çıkacak araçların üzerlerine kabristan ziyaret servisi ve evde sağlık hizmetleri servisi yazılmış. Garajdan çıkarmak için böyle yazılmış, aracın evde sağlık hizmeti için kullanıldığı falan yok. Evde sağlık hizmetini de sağlık bakanlığı veriyor, onların da bildiğim kadarıyla golf aracı tipi elektrikli araçları var. Bu hiçbir şekilde iyi niyet barındırmayan, kaçak dövüşten başka bir şey değil.

Adalılar olarak neden o minibüsleri istemiyoruz?

Şimdi peki adalılar olarak neden o minibüsleri istemiyoruz? Çünkü bu minibüsler halihazırda kullanılan adabüslerden hacim olarak 3 katı daha büyükler ama o adabüsler ile aynı sayıda yolcu kapasitesine sahipler. Ada yolları için o kadar büyükler ki adanın en geniş ana caddelerinden olan Çınar Caddesi’nin kimi yerlerinden bu iki minibüs yan yana dahi geçemiyorlar. Adaya en uygun olmayacak araçlar. Tam olarak bir şehir minibüsüler. Esasında Adalar’ın tüm yolları yasal olarak yaya yolları. Eski adabüsün boyutu otobüsün de geçmesine, bisikletin de, yayanın da aynı yolu kullanmasına olanak sağlıyordu. Bu yeni araçların boyutları ile ise bu mümkün değil.

“Bu açıklama tam olarak AKP ağzı ile yazılmış”

Bu açıklama tam olarak AKP ağzı ile yazılmış. Her şey hizmet içine getirilmiş. İlk okuduğumuzda ya ne diyorlar bunlar ne saçmalamışlar dedik ama sonra anladık ki aslında burada biraz da adaya gelen turist ile adada oturanları karşı karşıya getirmeye çalışan bir tarz var. Bakın biz hizmet veriyoruz 60 bin kişiye ama adalılar istemiyorlar, o zaman yasal işlem için, hizmetimiz için kaymakamlığa da haber veririz diyorlar yani. 3 gündür sosyal medyayı takip ediyorum, sosyal medyadaki algı ise şu; ‘işte adalılar fayton istiyorlardı, fayton kalktı şimdi elektrikli sıfır emisyon araç getireceğiz adaya ama adalılar istemiyorlar.’  Halbuki 4 yıldır soldaki araçları adalılar da turistler de kullanıyor.

Adalıların çözüm önerisi ne?

Bir diğer konuşulan durum da bu tescilsiz adabüsler kaldırılırsa ve yeni büyük minibüsler de kullanılmazsa ne olacağı, adalıların ne dediği. Ben de dahil birçok adalı diyor ki İETT toplantısında söylenildiği gibi tescilsiz araçların süresi uzatılsın, o sürede de adaya uygun tescilli yeni araç arayışlarına girilsin ve bu süreç de katılımcı bir şekilde ilerlesin. Eğer araç süreleri uzatılamıyorsa da tescili olan taksiler sadece kullanılsın. Adalar zaten Türkiye’nin tek yaya bölgesi, bu kimlik üzerinden turizmi daha sürdürülebilir açıdan şekillendirilsin.

“Dediğim gibi 4 yıldır adabüsler kullanılıyor zaten buna bir itirazım da yoktu”

Eskiden fayton varken de fayton ulaşım aracı olmaktan çıkmıştı. Benim çevremdeki neredeyse kimse fayton kullanmıyordu. Dışarıdan gelen turiste yönelik bir meta haline dönüşmüştü. O zaman da fayton bir toplu taşıma aracı değildi ve gene çok turist geliyordu. Gelen turistin de çok az bir kısmı biniyordu faytona, çoğunluk gene yürüyordu. Karşı karşıya getirilmek istenilen halk da yürüyordu. Yürümeyi bir öneri olarak söylerken bunu üstten bir yerden söylemiyorum gerçekten. Dediğim gibi 4 yıldır adabüsler kullanılıyor zaten buna bir itirazım da yoktu.

“İktidarın 20 küsür yıldır çokça kullandığı hizmet ağzı ile karşılık veriyor ve bu koca minibüsleri adaya sokmanın yolunu yapıyor”

Gene faytonlarda olduğu gibi taksiler kullanılır, yeri gelir dolmuş gibi kullanılır bu araçlar, adada uzakta oturanlar da bu araçları gene dolmuş olarak kullanır gibi gibi, yeri gelir daha da ucuzlatılır bu araçlar. Bunların hiçbiri yapılmayacak şeyler değil, gayet de güzel çözülür. İtirazım, bunu yansıtma şekillerine; sanki yürümek bir işkence, biz insanlara işkence çektirin diyoruz, buna karşın onlar yüce hizmetlerini veriyor, iktidarın 20 küsür yıldır çokça kullandığı hizmet ağzı ile karşılık veriyor ve bu koca minibüsleri adaya sokmanın yolunu yapıyor.

“Adalıların kendi akülüleri var o yüzden toplu taşıma istemiyorlar” iddiasına yanıt

Bu arada, en büyük ada olan Büyükada’nın tüm etrafı 13 km civarı yani büyük tur. Küçük tur ise 6 küsür km. Bu arada zaten adabüsler sadece bu 6 km’de çalışıyorlar. Büyük tur bölgesinde zaten yerleşim yok. Turistin de adalının zaten gideceği yer de çoğunlukla bu 6 km içerisinde. Tüm bu süreçte sosyal medyada karşı argüman olarak kullanılan bir diğer nokta da adalıların kendi akülüleri var o yüzden toplu taşıma istemiyorlar anlayışı ama bu konunun minibüsler ile uzaktan yakından alakası yok.

“Yasal olmayan akülü araçlarla korsan taksicilik yapıp mafyalaşmış bir kitle var”

Evet maalesef birçok adalının kullanımı aslında yasal olmayan akülü araçları var. Ve hatta daha da kötüsü maalesef bu araçlar ile korsan taksicilik yapıp, bir yazda bir daire parası kazanan mafyalaşmış bir kitle de var. Bu bireysel akülüler bir gecede mantar gibi çıkmadı. Gene yerel yönetim ve kolluğun kuralsızlığından ve oy için görmezden gelinmelerinden bu kadar arttı.

“2021’de akülüler kaldırılacak diye duyuru yapıldı ama sonra oy uğruna hiçbir şey yapılmadı”

Bu süreç nasıl oldu peki? Önce sadece 65 yaş üstü hastalar ve engelliler bu araçları belediyenin verdiği plakalar ile kullanabiliyorlardı. Sonra bundan 2 önceki gene CHP’li olan belediyenin göz yumması ile yaşlı ve engelli olmayan bir sürü insana da plaka verildi, hatta plaka işi bırakıldı ve herkes bu araçlardan aldı. Bugün bazı evlerde bu araçlardan 2’şer 3’er tane var. Küçücük çocuklar bu araçlar ile akşamları yarış yapıyorlar. Yolda giderken neredeyse her gün bu araçların ezdiği kedi, kirpi ölüleri görüyoruz. Hatta birkaç hafta önce Heybeliada’da 4 yaşında bir çocuk, gene 15 yaşındaki bir çocuk işçinin kullandığı aracın altında ezildi. Bu araçların hiçbir yasal dayanağı yok, hepsi kaçak ama dediğim gibi popülizm ve oy uğruna bir şey yapılmadı, yapılmıyor. Mesela 2021’de bir duyuruda bulundular UKOME kararı ile akülüler kaldırılacak diye ama sonra oy uğruna hiçbir şey yapılmadı bu konuda. Bu başka bir tartışmanın konusu olarak görülebilir ama ben ve birçok adalı bu minibüs ve akülü araç konusunun adalara verdiği zarar açısından hemfikir.

“Böyle bir inatlaşmanın, bu kadar görmezden gelmenin hiç lüzumu yok”

Minibüs konusuna dönecek olursak, Adalar gerçekten o kadar farklı ve o kadar önemli yerler ki ve o kadar hepimizin. Hepimiz, hepimiz için İstanbul’da şimdilik en azından hava aldığımız bu yere sahip çıkmalıyız. Böyle bir inatlaşmanın, bu kadar görmezden gelmenin hiç lüzumu yok.

Şunu AKP’li bir belediye yaptırmıyor, bizzat CHP, İBB, Ekrem İmamoğlu, Adalar Belediyesi bunu yaptırıyor.”

TIKLAYIN – Murat Sabuncu: Sosyal demokrat belediyecilik nasıl olmaz? Adalar minibüs örneği…

TIKLAYIN – İETT’nin Adalar’a minibüs kararı, Adalıları ayaklandırdı: İBB ne diyor, halk ne istiyor?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir